Öğrencisiyken çok da mutlu olmayarak gittiğim o uzak kampüse,
artık öğrencilikle ilgim kalmamışken geri dönmek ne kadar da keyifliydi.
Sabahın sekiz buçuğunda “mis kokulu” (!) kampüse varır
varmaz ilk yaptığım yemekhaneye gidip o çok özlediğim kakaolu kekle ikinci
kahvaltımı etmekti. Sonra açılış panelinin yapılacağı salona gidip dostlarla
kucaklaştım, kaydımı yaptırıp yaka kartımı ve programı alıp ilgilendiğim
sunumları seçmeye koyuldum.
İçeriye girdiğimde geç kalmak asla adetim olmamasına karşın hoş geldin konuşmalarını kaçırmıştım, ama Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın okulöncesi eğitimin önemine ilişkin harika konuşması tam da yeni başlıyordu. Meselenin rasyonelliğine ve ekonomik faydasına gereğinden fazla vurgu yapmaya kendisini zorunda hissetmesi ne fena. Oysa ne güzel bitirdi: “Bir çocuğa ailesi sahip değildir, çocuk aslında topluma aittir.” Çocuğun gelişimi için en doğrusunu, sırf çocuğun gelişimi için en doğrusu olduğundan dolayı yapmak değilse, bir toplumun daha önemli ne görevi olabilir ki?
Ardından çok büyük merakla beklediğim 4+4+4 paneli başladı.
Kesin çok tartışmalı geçecekti, hatta protestolara bile sahne olabilirdi.
Nitekim oldu da… Konuşmacıların yeni yasaya muhalif söyledikleri her şey uzun
uzun alkışlandı. Balıbey yeni düzenlemeyi savunacak bir şeyler söyleyecek oldu,
alkışlarla ve dinleyicilerden gelen cevaplarla susturuldu. Konuşması böyle
bölününce anında üslubunu bozdu elbette. Bence en pasif protesto yöntemlerinden
biri olan alkışa bile tahammülü yok iktidarda olanın; hem zaten alkışlasan ne
yazar, çoğunluğu temsil ettiğini iddia edenler kendi bildiklerinden zerre
şaşmadıktan sonra…
Her sene giderek artan sayıda katılımcı öğretmenler,
sunumların yapıldığı sınıfları tıklım tıkış doldurdular ve hem yeni sistemle
ilgili endişelerini paylaştılar hem de birbirlerinden öğrendiler. Daha önceki
karşılaşmalarımızda da hep aynı şeyi düşünmüştüm: Nasıl olur da MEB’in
öğretmenlere sunduğu kaynaklar bu kadar kısıtlı ve yetersiz kalır? Nasıl olur
da MEB’in kaynaklarının dışına çıkmak isteyen öğretmenler nereye başvuracağını
bilemez? İyi örnek teşkil eden eğitimcilerin kullandıkları kaynaklara
erişebilmek için çırpınan öğretmenler, işte benim gözlemlediklerim arasında en
çok dikkatimi çeken manzara.
Orada olmak ve eğitim dünyasında neler olduğunu biraz olsun
koklamak çok iyi geldi bana. Konferansın düzenlenmesinde emeği geçen tüm ERG’li
dostlarıma çok teşekkürler…
http://www.egitimdeiyiornekler.org/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder